11 Kasım 2010 Perşembe

Hurafe



Onlar, o karanlıktakiler, onlar her gün, her şeyi gördüler...

Sırtına sokaklar, binalar, gökdelenler dikilmiş yaratığı; ve sokaklarda hala onun öğrettikleriyle yaşayan hayvanları; ve odalarda insanlara benzemeye başlayan hayvanları; ve plazalarda takım elbisenin kalıplarına evrilen insanları; ve meydanlarda copların ucunda savrulan kan pıhtılarını; ve en dip sokaklarda en gizli tecavüzleri; ve kürsülerde en açık, en toplu tecavüzleri...

Onlar karanlığı seçmediler. Onlar göbek bağı diye kesilip çöpe atıldılar. Ve hepsini çöpten topladı rüzgar...

-Hurafe'den bir küçük bölüm-

17 Mart 2010 Çarşamba

Beş Yüzyıl: Mavi Jaguar ve Vaat edilmiş Topraklarımız


Resim: Sal Garcia

Eduardo Galeano'nun Biz Hayır Diyoruz isimli kitabının içindeki "Beş Yüzyıl: Mavi Jaguar ve Vaat edilmiş Topraklarımız" isimli yazıdan alıntılar:


Geçen yüzyılın ortalarında, Seattle adında bir yerli şefi, Birleşik Devletler hükümet görevlilerini uyardı: "Pek çok gün geçtikten sonra, can çekişen adam kendi bedeninin pis kokusunu hissetmez. Kendi yatağınızı kirletmeye devam edin, bir gece kendi pislikleriniz yüzünden boğularak öleceksiniz." Şef Seattle şunu da söyledi: "Toprağın başına gelen çocuklarının da başına gelir."

...

Kilise 1537'de yerlilerin ruhu ve aklı olduğunu itiraf etti ama cinayeti ve talanı da kutsadı: Sonuçta yerliler de insandı ama şeytanın emrinde insanlardı, bu yüzden de hakları yoktu. İşgalciler putperestliği kökünden sökmek için Tanrı'nın adına hareket ediyorlardı, yerlilerde de iflah olmaz yoldan çıkmışlığın kanıtları ve şüphe götürmez mahkumiyet bahaneleri her zaman mevcuttu. Yerliler özel mülkiyeti bilmiyorlardı. Altını ve gümüşü para olarak kullanmıyorlardı, yalnızca bedenlerini süslemek, tanrılarına bağlılıklarını bildirmek için kullanıyorlardı. Bu sahte tanrılar günahtan yanaydılar. Yerliler çıplak geziyordu: Çıplaklığın gösterilmesi diyordu başpiskopos Pedro Cortes Larraz, "beyinde pek çok yaraya" neden olur. Evlilik Amerika'nın hiç bir yerinde çözülmez bir şey değildi ve bekaretin değeri yoktu. Karayip denizi kıyılarında ve diğer bölgelerde eşcinsellik serbestti ve Tanrı'yı Amazon ormanlarındaki yamyamlıktan daha fazla gücendiriyordu. Yerlilerin her gün yıkanmak gibi sağlıksız bir alışkanlıkları vardı ve dahası düşlere inanıyorlardı. Cizvitler böylelikle Kanada'daki yerliler üzerinde şeytani etkiyi anladılar: Bu yerliler o kadar şeytandılar ki, düşlerin simgesel anlamını çözebilen yorumcuları vardı, çünkü onlar beden uyurken ruhun konuştuğuna ve düşlerin gerçekleşmeyen arzuları açıkladığına inanıyorlardı. Iroqueler, Guaraniler ve diğer yerliler şeflerini kadınların da erkeklerle beraber katıldığı oturumlarda seçiyor ve despotlaşırsa onları deviriyorlardı. Şeytanın emrinde olduğu çok açık olan Nikaragua reisi İspanya kralını kimin seçtiğini sordu.

...

Guaraniler dünyanın başka biri olmak istediğine ve yeniden doğmak istediğine inanırlar; bu yüzdan dünya İlk Baba'ya hamağının altında uyuyan mavi jaguarı bırakması için yalvarır. Guaraniler bir gün kötülüksüz, ölümsüz, günahsız ve yasaksız başka bir dünyanın küllerinden doğması için bu adaletli jaguarın bu dünyayı yerle bir edeceğine inanır. Guaraniler hayatın bu şenliğe çok yakışacağına inanıyorlar. Ben de inanıyorum.

19 Şubat 2010 Cuma

Baykuşa Bronz Madalya


Resim: Kim Thompson


Türk Fantazya Birliği'nce düzenlenen "Karanlık Korkusu" konulu Konsept Hikaye Yarışması'nda "Kader Defterinden Bir Kaydın Hikayesi" isimli öyküm üçüncü seçilmiş. Öncelikle düzenleyenlere buradan teşekkür edelim. Bir teşşekür de yarışmada ikinci olan Meliha Tila Sadık'a edelim. Yarışmayı 9 gün kala kendisinin bloğundan ( http://melitila.blogspot.com/ )öğrenmiştim =)

Aslında bu yarışma için önce başka bir öykü yazmıştım ve ben ilkini daha çok sevmiştim. Ama her ne kadar olağandışı bir öğeden hareket etse de fantastik edebiyat sayılırmı bilemediğimden ikinci bir öykü yazdım ve onu gönderdim. Güzel tarafı, bir yarışma sayesinde bir değil, iki öyküm oldu =)

Yarışma sonuçları ve ilk üçe seçilen öyküler için link aşağıda;

http://www.turkfantazya.net/yarisma/

Aşağdıaki linki tıklayarak da doğrudan ilk üçe seçilen öyküleri indirebilirsiniz.

http://www.turkfantazya.net/yarisma/Kis-2009.rar

Madenci Öyküleri: Yeryüzünün Yeraltı


2007 Yılında Maden Mühendisleri Odası'nca düzenlenen Madenci Öyküleri Yarışması'nda "Yeryüzünün Yeraltı" isimli öyküm yayınlanmaya değer öyküler arasında seçilmiş ve Madenci Öyküleri: Çığlık isimli yarışmanın seçkisinden oluşan kitapta yayınlanmıştı. Yarışmayı düzenleyelere buradan teşekkür edelim. İlk kez bir yarışmaya öykü göndermiştim ve sonuçta da ilk kez bir öyküm yayınlanmıştı.

Herneyse hikayeyi uzatmayalım.

Kitapla ilgili link aşağıda;

http://www.maden.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=3727

Sayfanın alt tarafındaki dosyalar kısmından kitabı indirebilirsiniz. Benim öyküm sayfa 119'da başlıyor =)