17 Mart 2010 Çarşamba

Beş Yüzyıl: Mavi Jaguar ve Vaat edilmiş Topraklarımız


Resim: Sal Garcia

Eduardo Galeano'nun Biz Hayır Diyoruz isimli kitabının içindeki "Beş Yüzyıl: Mavi Jaguar ve Vaat edilmiş Topraklarımız" isimli yazıdan alıntılar:


Geçen yüzyılın ortalarında, Seattle adında bir yerli şefi, Birleşik Devletler hükümet görevlilerini uyardı: "Pek çok gün geçtikten sonra, can çekişen adam kendi bedeninin pis kokusunu hissetmez. Kendi yatağınızı kirletmeye devam edin, bir gece kendi pislikleriniz yüzünden boğularak öleceksiniz." Şef Seattle şunu da söyledi: "Toprağın başına gelen çocuklarının da başına gelir."

...

Kilise 1537'de yerlilerin ruhu ve aklı olduğunu itiraf etti ama cinayeti ve talanı da kutsadı: Sonuçta yerliler de insandı ama şeytanın emrinde insanlardı, bu yüzden de hakları yoktu. İşgalciler putperestliği kökünden sökmek için Tanrı'nın adına hareket ediyorlardı, yerlilerde de iflah olmaz yoldan çıkmışlığın kanıtları ve şüphe götürmez mahkumiyet bahaneleri her zaman mevcuttu. Yerliler özel mülkiyeti bilmiyorlardı. Altını ve gümüşü para olarak kullanmıyorlardı, yalnızca bedenlerini süslemek, tanrılarına bağlılıklarını bildirmek için kullanıyorlardı. Bu sahte tanrılar günahtan yanaydılar. Yerliler çıplak geziyordu: Çıplaklığın gösterilmesi diyordu başpiskopos Pedro Cortes Larraz, "beyinde pek çok yaraya" neden olur. Evlilik Amerika'nın hiç bir yerinde çözülmez bir şey değildi ve bekaretin değeri yoktu. Karayip denizi kıyılarında ve diğer bölgelerde eşcinsellik serbestti ve Tanrı'yı Amazon ormanlarındaki yamyamlıktan daha fazla gücendiriyordu. Yerlilerin her gün yıkanmak gibi sağlıksız bir alışkanlıkları vardı ve dahası düşlere inanıyorlardı. Cizvitler böylelikle Kanada'daki yerliler üzerinde şeytani etkiyi anladılar: Bu yerliler o kadar şeytandılar ki, düşlerin simgesel anlamını çözebilen yorumcuları vardı, çünkü onlar beden uyurken ruhun konuştuğuna ve düşlerin gerçekleşmeyen arzuları açıkladığına inanıyorlardı. Iroqueler, Guaraniler ve diğer yerliler şeflerini kadınların da erkeklerle beraber katıldığı oturumlarda seçiyor ve despotlaşırsa onları deviriyorlardı. Şeytanın emrinde olduğu çok açık olan Nikaragua reisi İspanya kralını kimin seçtiğini sordu.

...

Guaraniler dünyanın başka biri olmak istediğine ve yeniden doğmak istediğine inanırlar; bu yüzdan dünya İlk Baba'ya hamağının altında uyuyan mavi jaguarı bırakması için yalvarır. Guaraniler bir gün kötülüksüz, ölümsüz, günahsız ve yasaksız başka bir dünyanın küllerinden doğması için bu adaletli jaguarın bu dünyayı yerle bir edeceğine inanır. Guaraniler hayatın bu şenliğe çok yakışacağına inanıyorlar. Ben de inanıyorum.