Dino Buzzati, Yaşlı Ormanın Gizemi’nde bir albayın dümdüz, yıkıp geçen zihniyeti ile ormanın naif ve düşsel varlıklarını karşı karşıye getirirken çocuklukla birlikte yitirdiklerimizi bize hatırlatıyor
Erdem Şimşek
Usta İtalyan yazar Buzzati’nin Dağların Adamı Barnabo’dan
sonra kaleme aldığı Yaşlı Ormanın Gizemi, Timaş Yayınları tarafından dilimize
kazandırılarak raflarda yerini aldı. İsmi Calvino, Pavese kadar anılmasa da
tadı çok daha başka olan, çok özel ve büyük bir kalem Buzzati. En büyük eseri
sayılan Tatar Çölü, kitabı bitirip kapağını kapattığınızda karnınızda ağrılar
hissettiren bir kitaptır. Sizi o hep beklediğiniz geleceğin , beklentilerinizin
ömrünüzünü nasıl yediği gerçeği ile karşılaştırır. Dil olarak daha naif olan
Dağların Adamı Barnabo da Tatar Çölü’nin kardeşi ve öncülü gibidir. Diğer
kitaplarına hiç benzemeyen bir yapısı olan Bir Aşk ise, yapay arzuları, sahte
kelimeleri ile ağır bir burjuva eleştirisi içerir.
HES deviren Matteo
Buzzati’nin Türkçe’de ilk kez yayımlanan kitabı Yaşlı
Ormanın Gizemi, büyük bir orman arazisinin bir albay ile yeğenine miras
kalmasıyla başlar. Albay Procolo’nun o dümdüz, yıkıp geçen asker zihniyeti ile
ormanın naif ve düşsel varlıklarını karşı karşıya getirir. Yeğen Benvenuto ise
edilgen yapısı, her söyleneni itirazsız, sorgusuz yapması ile her şeyin
ortasında masumiyeti temsil eder. Albayın ilk icraati ormanın ağaçlarını
kesmeye girişmek olur. Ancak ormanın ağaçlarının içinde, insan kılığına da
girererek gözükebilen cinler yaşamaktıdır. Ormanık arazinin içnde yer aldığı
Fondo Vadisi’nde tüm varlıkların bir canı, kişiliği vardır. Özellikle rüzgarlar
kitapta önemli yer tutar. Rüzgar Matteo, “1904 yılında O Vadisi’nde,
hidroelektrik santrali için kurulan barajı yerle bir etmişti.” Hırslı, delişmen
rüzgar Matteo, Albay’ın hiçbir zaman ne düşündüğünü tam bilemediğimiz suç
ortağıdır. Albay, kendisinden çok daha büyük bir arazi kalan yeğen Benvenuto’yu
delilsiz öldürmenin yollarını arar. Kitabın hikayesi de bu noktaya dayanır.
Albay, bu yolda onurunu kaybedecek kadar kişiliksizleşecek mi yoksa o büyülü
ormanın düşsel yaratıklarının sesleri ve Benvenuto’nun kendi aurasını oluşturan
masumiyeti, Albay’ın saygınlığını geri kazanmasını sağlayacak mı?
Buzzati’nin kitabında Albay ve yeğeni arasındaki farkı en
net belirleyen çizgi çocukluk ve yetişkinlik ayrımı üzerinde beliriyor.
Benvenuto, çocukluktan çıkacağı noktadan itibaren ormanın cinlerini, düşsel
varlıklarını her şeyi unutacak. O da albay gibi, o büyü bozan bir yetişkin
olacak. Kitapta Albay, çocukların oyun oynadığı bir yere gittiğinde kuşların
cıvıltısı zayıflamaya, çocukların oyunu heyecanını yitirmeye, havaya ve ormana
bir isteksizlik yayılmaya başlar. Kitabın bu can alıcı noktasını bir dipnota
çevirerek şöyle anlatır Buzzati: “Bu olayın şimdiye kadar bazı ormanlarda, sık
ağaçlık bölgelerde, kırlık alanlarda, çayırlarda ya da bataklıklarda meydana
geldiği bilinmektedir. Hayvanlar ve bitkiler, çocukların neşeli oyunlarına
katıldıkları zamanlarda görülmemiş bir canlılık sergilerler ve kendilerini ifade
etme yetenekleri, karşılıklı bir sohbete dönüşecek kadar katbekat çoğalır. Ne
var ki tek bir yetişkinin varlığı bu büyülü, özel atmosferi bozmaya yeter.”
Buzzati, Yaşlı Ormanın Gizemi ile büyülü gerçekçilik ve
fantastik edebiyat arasında ama başka hiçbir yazara benzemeyen bir üslupla bizi
doğanın ve çocukluğun, bu ikisi bir araya geldiğinde oluşan büyülü karışımın
karşısına oturtuyor. İşte o zaman biraz bakınca şu soru beliriyor karşımızda:
Vardığımız yerde öldürdüğümüz, bir zamanlar bizim olan değil miydi?
Yaşlı Ormanın Gizemi
Dino Buzzati
Çev: Yelda Gürlek
Timaş Yayınları, 2014
192 Sayfa
* Yurt Gazetesi'nde Kasım 2014'ye yayınlanmıştır. Net tarihini hatırlamıyorum. Başlık da farklıydı, onu da hatırlamıyorum.