27 Mart 2015 Cuma

Gizemli, uzak bir alacakaranlıkta

Platonov’un evreni, onun dünyayı tanımladığı gibidir: Bir bakışta her köşesini görmenin mümkün olmadığı gizemli, uzak bir alacakaranlıkta insana, insanın yaralarını gösterir

Erdem Şimşek




Yevgeni Zamyatin, Alexandr Soljenitsin, Mihail Bulgakov ve Andrey Platonov. Bu dört yazarın ortak noktası, hepsinin de Sovyetler Birliği’nin totaliter sisteminden paylarını almış olmaları. Özellikle Stalin döneminde bu yazarlar birçok sorunla karşılaşmış, sansüre uğramış ve ülkelerinden gitmek zorunda dahi kalmışlardı. Bulgakov, yaşadıklarını ironi ile dışa vurdu. Zamyatin, “Biz” gibi edebiyat tarihine geçmiş bir distopya kaleme aldı. Bugün ders olarak okutulan kısa öykülerinde “şifreli” diyebileceğimiz anlatımlar oluşturdu. Soljenitsin, acıyı, baskıyı en çok anlatmak için uğraşanlardandı. Platonov ise nerede bir yara görse, kalemi onu yazdı.

İçe dokunan hikayeler

Metis Yayınları’ndan çıkan “Muhteşem Vahşi Dünya”, bize neden Platonov’un çağının en büyük yazarlarından birisi olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Başlıca eserleri 1980’lerin sonlarına dek yasaklı kalan Platonov, romanları gibi öykülerinde de içe dokunan hikayeler anlatıyor. Daha çok askerden dönen erkeklerin hikayelerin yer aldığı “Dönüş”ten sonra bu kez “Muhteşem Vahşi Dünya”da insanın doğayla ilişkisinin ağırlıklı olduğu öyküler çıkıyor karşımıza. Öyküleri okudukça da Platonov’un her ne kadar baskıcı sistemle sorunlar yaşasa da temel meselesinin ideoloji olmadığını, insana ve doğaya çok daha geniş bir pencereden baktığını görebiliyoruz.

Her şeyin bittiği yerde

Platonov, yıkılan taşların altına bakar. Orada gördüğü yarayı ve o yaraya sebep olan yıkılmış taşları oluşturan manzarayı anlatır. Platonov insana inanır. İnsanın kardeşlik ve eşitlik düşlerine de. Ama bu eleştirmesine engel değildir. Modernizmin içinden bir modernizm eleştirisi getirir. Bunun en net örneği “Çukur” isimli romanında görülür. Platonov, “Çukur”da, geleceği ve umutları toprağa gömerken, gömdüğü şeyin ismi “Yeniden doğuş” anlamını taşır. Yıkanın da yaratanın da insanoğlu insan olduğunu hatırlatır. “Muhteşem Vahşi Dünya”da ise bu bakışa en yakın öykü “Afrodit”tir. Afrodit ismini verdiği bir kadına aşık olan ve savaşta kaybolan Afrodit’in ardından onu aramaya devam eden Nazar Fozmin’in hikayesidir bu. Gençlik yıllarında işçi sınıfının yaşamının anlamına duyduğu inançla yaşayan Fozmin, savaşın getirdiği yıkımla bir dönüşüm geçirir. Afrodit, hikayede Fozmin’in inançlarına paralel bir anlatım öğesine dönüşür. Bir gün çok inandığınız bir şey sizi terk edebilir! Ya da siz coşku dolu inancınızla yaşarken yok saydıklarınız da yaşamına devam etmiş olabilir! “Formin, alemde ya hiç varolmadığını ya da devrimden sonra mecalsiz ve zararsız bir halde yaşadığını zannettiği varlığı görmüştü. Oysaki bu varlık öfkeli bir yaşam sürüyordu, üstelik hakikatine inandığı bir akla sahipti” Yine de hikayeyi bir yıkıma çevirmez Platonov. Her şeyin bittiği yerde yine bir başlangıç vardır aslında.




Sonsuz değerini kavrayarak

Kitaptaki öyküler kendisi de mühendislik yapan Platonov’un Rusya’nın o sert doğası ile insanın zorlu ve tatlı ilişkisini ele alıyor. “Elektriğin Yurdu” isimli öyküde yaşlı bir kadını “sonsuz değerini kavrayarak” taşıtan, tavşanın kendi dilindeki gözyaşını duyan Platonov, insanı ve doğanın varlıklarını üzerlerine özenle eğilircesine, yaralarına dikkatle bakarcasına kaleme alıyor. Platonov’un yine Nazar Fozmin’in hikayesindeki şu cümleleri, onun evrene ve hayata ne kadar geniş bir perspektiften baktığını gösterirken, Platonov’un kendi evrenini de tanımlar gibidir: “O zaman, evvelce önünde sarih ve erişilir uzandığını zannetiği dünya gizemli uzak bir alacakaranlığa doğru yayıldı. – gerçekten karanlık, kederli yahut korkunç olduğundan değil, her yönüyle daha yüce olduğundan vebir bakışta her köşesini ne insan ruhunda ne de alelade vüslatta görmenin imkansızlığından.”


















Muhteşem Vahşi Dünya
Andrey Platonov
Çev: Günay Çeteo Kızılırmak
Metis Yayınları, 2014
176 Sayfa

- 12 Ekim 2014 tarihli Yurt Gazetesi Pazar Eki'nde biraz daha bilgi ağırlıklı (yazar hakkında) bir versiyonu yayınlanmıştır.




0 yorum: